Bulunduğum
yerin rafının 5. sırasından bana bakıyordu. Arada sırada
kutuların arasına saklanarak benden korktuğunu belli etse de genel
olarak saklanmıyordu.
Çıplaktı.
Bir deri bir kemik vücuduyla büyük bir çelişki yaratan kocaman
göğüsleri vardı. Sanki onları taşımakta zorlanıyordu.
Kadının
boyu bir elimin yarısı kadardı. Yaklaştım ona doğru, yüzümü
ona biraz daha yaklaştırdığımda hafiften geri çekildi.
Siyah
saçlı, esmer tenliydi. Göğüslerinin uçlarından süt
olabileceğini düşündüğüm bir şeyler damlıyordu.
Yüzünü
yüzüme en yakın seviyeye getirerek konuşmaya başladı;
“Ben
senin müridinim” dedi.
Ben
de ona şaşkınlığımı belli ederek;
“Sen
ne diyorsun? Sen nesin böyle?” dedim.
Elimle
ona dokunmamı söyledi. Bende ilk olarak göğsüne sonrada
vücudunun diğer taraflarına dokundum.
Görüntüsünün
yanında sıcaklığıyla da bir insandı. Düşüncelerimi okumuş
gibi;
“Beni
sen bu hale getirdin. Beni cezalandırdın, ne üzerime göre kıyafet
bulabiliyorum, nede başka bir şey... Göğüslerim sürekli süt
üretiyor. Onları içecek yaşamımı sürdürüyorum. Senden beni
eski halime döndürmeni istiyorum.” Dedi.
Ona;
“Senin
kim olduğunu dahi bilmiyorum. Şuan gerçek olduğundan bile emin
değilim.” Dedim.
Hiç
duraksamadan cevap verdi;
“Sen
her şeyi biliyorsun. Sadece beni öpmen yeterli…”
Sonrasında
bir sürü sordum, yinede hiçbirine cevap alamadım. Öylece durmuş
onu öpmemi bekliyordu. Aslında sorduğum soruların birbirlerinden
farkı yoktu. Söylediğini yaptım, onu tam vücudunun ortasından
öptüm. Ağzıma acı bir tat geldi ve midem bulanmaya başladı.
Kusmamak
için kendimi zor tutuyordum, gözlerimin önü nokta nokta olamaya
hafiften kararmaya başladı. Bu durum bir süre devam etti. Kendime
geldiğimde kadın hiçbir yerde yoktu. Raflardaki kutuların hepsini
yer fırlattım, bağırdım çağırdım yine de hiçbir yerde onu
bulmadım… Tekrar yoğun bir kusma isteğiyle beraber midemde ne
varsa dışarıya çıkardım, bu durum beni terletmişti. Yere
oturdum, hızlı hızlı nefes alıyordum. Kusmak beni rahatlatmıştı.
Kendimi
daha iyi hissediyordum, ayağa kalkıp dışarı çık ve yüzüme
esen rüzgârla beraber, o kadını bir daha göremeyeceğimi
anlamıştım.
